Genel

Bahçeli: Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının hepsi asker ve silahla doldurulmuştur, bu adaların egemenlik yetkisi, mülkiyet hakları, den | Bilgi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mevcut durum itibarıyla Şimal Ege Denizi’nde, askersiz ve silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının A’dan Z’ye asker ve silahla doldurulduğunu belirterek bundan dolayı adaların egemenlik yetkisi, iyelik hakları, deniz yetki alanlarıyla hava sahasının hukuken artık Türkiye’de bulunduğunu söylemiş oldu.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yapmış olduğu konuşmada, huzursuzluğun küreselleştiğini, yoğunlaşan adaletsizliğin küresel vicdanı yaraladığını ifade ederek açlık, yokluk ve zulüm altında çırpınan yüz milyonlarca mazlumun içler acısı durumunun “İnsanım” diyen herkesi derinden sarstığını söyledi.

İnsanlığın istikrara ve refaha adeta susadığını dile getiren Bahçeli, soğuk harp yıllarının sona ermesini takiben kurulduğu iddia edilen tek kutuplu dünya şablonunun, ağır hasar alarak yerini merkezkaç güçlerin öne çıkmış olduğu oldukca merkezli yeni bir siyasal tasarıma bırakmak suretiyle bulunduğunu söyledi.

Bahçeli, komşu coğrafyalarda yaşanmış olan buhranlar, kronik anlaşmazlıklar, diyaloglardaki tıkanmalar, katılaşan toplumsal ve siyasal ilişkiler ana hatlarıyla gözden geçirildiğinde, Türkiye olarak ne kadar önlemli ve davranışlarında ölçülü hareket edilmesi icap ettiğinin oldukca daha iyi anlaşılacağını altını çizdi.

İran’da 13 Eylül’de Mahsa Amini adlı genç kızın başörtüsünü doğru bağlamadığından dolayı göz altına alınması ve sonrasında patlayan sertlik olaylarının neredeyse isyan noktasına ulaştığını anımsatan Bahçeli, hanım hakları ve özgürlük üstüne inşa edilen toplumsal gösterilerin dış etkisinde bırakır kanalıyla değişik bir boyut kazandığını belirtti. Bahçeli, İran’da sükunet, refah ve istikrar ortamının bir an ilkin hakim olmasını temenni etti.

Konuşmasında, değişik ülkelerin yaşamış olduğu sıkıntılara değinen Bahçeli, Türkiye’nin cenup sınırları süresince terör koridoru açmak, garson terör devletçikleri oluşturmak amacıyla kolları sıvamış dost görünümlü ülkelerin, her fırsatı lehlerine çevirmek için tahrik ve tertiplerini bir üst faza çıkardıklarını aktardı.

Bahçeli, ABD’nin Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uyguladığı tabanca ambargosunu manidar zamanlamayla rafa kaldırdığına işaret ederek, Kıbrıs’ta eşit ve egemen iki devletli çözümün önüne engel çıkarmak için yeni bir senaryonun gündemde bulunduğunu söylemiş oldu.

– “ABD’nin dolduruşuna gelip Türkiye’ye meydan okumakta”

Yunanistan’ın 18 ve 23 Eylül’de gayri askeri statüdeki Ege adalarından Midilli’ye 23, Sisam’a 18 zırhlı askeri vasıta sevk ettiğini, ABD menşeli silahların Türkiye’nin etrafını çevrelediğini dile getiren Bahçeli, Şimal Ege adalarına toplam bir tümen, üç tugay ve beş alay konuşlandıran Yunanistan’ın ABD’nin dolduruşuna gelip Türkiye’ye meydan okuduğunu aktardı.

Türkiye’ye Akdeniz ve Ege’den tabanca gösterildiğine dikkati çeken Bahçeli, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Lozan ve Paris antlaşmalarının açık hükümleri yok sayılmaktadır. Türkiye batıdan, doğudan, güneyden, hatta kuzeyden çembere alınmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada, Yunanistan’ın Şimal Ege adalarıyla On İki Ada üstündeki egemenlik iddiaları kesinlikle haksız ve hukuksuzdur. İkinci Balkan Savaşı’ndan sonrasında Londra’da toplanan bir konferansta, Gökçeada, Bozcaada ve Meis Adası Osmanlı İmparatorluğu’na bırakılmıştı. İşgal altındaki öteki adalar ise askeri maksatlarla kullanılmamak şartıyla ve silahlandırılmamak kaydıyla Yunanistan’a verilmişti. Aslına bakarsak bu adaların mülkiyeti değil, yalnızca kullanım hakkı Yunanistan’da kalmıştı. Lozan Antlaşması’nın 12. maddesi ile bu sürerdurum, tescil ve teyit edilmişti. Bu antlaşmanın 13. maddesine nazaran de Yunanistan’ın adaları askeri hedefler doğrultusunda kullanamayacağı hükme bağlanmıştı. Fakat Yunanistan bu hükmü kasten, bile bile ihlal ve inkar etmiştir. Mevcut durum itibarıyla Şimal Ege Denizi’nde, askersiz ve silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının hepsi A’dan Z’ye asker ve silahla doldurulmuştur. Bu yüzden Şimal Ege adaları Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya’nın egemenlik yetkisi, iyelik hakları, deniz yetki alanlarıyla hava sahası kuşkusuz ve hukuken artık Türkiye’dedir. Aynı şey On İki Ada için de geçerlidir. Dünyaya duyuru ediyorum, hakkımızı yedirmeyiz, hakkımızı çiğnetmeyiz, hakkımızdan vazgeçmeyiz, hakkımıza ve hukukumuza göz koyanların da gözünü oyarız. Hak demek onur anlama gelir. Şerefimiz için de seve seve şehadeti dahi göze alacağımızı emperyalizmin miçosu ve onun zalim destekçileri asla akıllarından çıkarmamalıdır.”

Yunanistan Başbakanı’nın, Türkiye’nin Ege’de yalnız bulunduğunu söylediğine işaret eden Bahçeli, “Saçmalamış, pot kırmış. Yalnız değiliz, Tanrı’ımız var, milletimiz, tarihimiz, sorulacak hesabımız, ulaşacağımız zaferlerimiz var. Karnı acıkan katık istemez, uykusu gelen yastık istemez, hedefe kilitlenen rüzgar beklemez.” dedi.

– “Internasyonal sistem zamanı bir kırılma yaşıyor”​​​​​​​

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin Rusya tarafınca ilhak edildiğini açıkladığını anımsatan Bahçeli, internasyonal sistemin zamanı kırılma yaşadığını kaydetti.

Bahçeli, ayrılıkçı unsurların kendilerine destek ve yardım gayesiyle çağrı ettikleri bir güce ilhakını esas alan bu gelişmenin etnik ve mezhep temelli çatışmaları körüklemekle beraber oldukca tehlikeli sonuçlara kapı açacağını söylemiş oldu.

Ukrayna’nın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne yönelik bölücü operasyonu asla tasvip etmediklerini belirten Bahçeli, “Rusya’nın ağır problemler ihtiva eden ilhak sonucu ve bununla mündemiç siyasal tasavvuru internasyonal seviye ve dengeyi uçuruma çekme ihtimali taşımaktadır. Üstelik internasyonal hukuka zincir vurulmuştur. Dünyanın siyasal ve ekonomik istikrarını daha da zedelenmesinin önü ardına kadar açılmış, yeni ilhakların ve hatta ayrılma taleplerinin perdesi aralanmıştır.” diye konuştu.

Ukrayna ve Rusya içinde sulh temenni ettiklerini dile getiren Bahçeli, sulh gerçekleşmezse insanlığı geniş çaplı savaşlar sürecinin beklediğini söylemenin şundan bir değerlendirme olamayacağını altını çizdi.

-“Birbirinin ayağını kaydırmaktan başka yaptıkları bir şey yok”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye’nin yanında olanlarla karşısında duranların mücadelesinin, bununla beraber geleceğin yol haritasını belirleyeceğini dile getirerek Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar Türkiye’nin yanında, Türk milletinin tarafında olduklarını açıkladı. Buna karşılık “zillet ittifakı”nın, Türkiye’nin karşısına geçen, Türkiye düşmanlarıyla el birliği icra eden, karanlığın propagandasına bel bağlayan siyasal mihrak bulunduğunu söyleyen Bahçeli, “Dedikleri bir şey yoktur. Hiçbir hazırlıkları ve hedefleri yoktur. Bir masa çevresinde oturmaktan, birbirinin ayağını kaydırmaktan başka da yaptıkları bir şey yoktur.” diye konuştu.

“Zillet partilerinin” birbirine güveninin asla kalmadığını, şimdiden koltuk kavgasına tutuştuklarını korumak için çaba sarfeden Bahçeli, gösterecekleri adayın 13. Cumhurbaşkanı olamayacağını belirtti. Bahçeli, “Aç gezip tok sallıyorlar. Uyarıyorum, yüksek uçan alçak düşer, eğreti ata binen de oldukca acele iner. Hele bir adayınızı açıklayın, hele kim bulunduğunu bir açıklayın, ağzınız aşa değse de başınız eninde sonunda taşa değecektir. 13. Cumhurbaşkanı’nın Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacağını da milletimizin takdir ve teveccühüyle normal olarak Tanrı’ın inayetiyle kesinlikle göreceklerdir. Ali Ağa’nın ala danası benzer biçimde ortalıkta dolaşanlar sandık ortaya çıkınca çöküp kalacaklardır.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı talibi olmak için gözünü hırs bürüdüğünü ileri devam eden Bahçeli, “yüreği yetiyorsa” aday olabileceğini belirtti.

– “Kendi DNA testini yaptırırsan…”

Bahçeli, HDP ile masa altında el ele tutuşup masa üstünde sözde restleşen iki yüzlülerin inandırıcılığı ve itibarının da sıfır bulunduğunu ifade ederek “Biz kimin ne işe yaradığını neyi hedeflediğini, hangi film ve fırıldağın içinde figüranlık yaptığını oldukça iyi biliyoruz. Asla kimse bizlere öykü anlatmasın, CHP demek HDP anlama gelir, CHP demek İP anlama gelir, HDP demek PKK anlama gelir, katliam anlama gelir, ihanet anlama gelir, melanet anlama gelir, zilletin öteki ortakları da küsurat partilerinden başka bir şey değildir.” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Mersin’de polisevine düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren teröristin, CHP’nin gazeteci olarak haiz çıkmış olduğu bir katil bulunduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

“CHP ile PKK’nın bir kez daha yolları kesişti. Devletin açıklamasına güvenmeyip PKK’nın sefil beyanına saygınlık eden Kılıçdaroğlu, Mersin’de etkisiz hale getirilen terörist için, duyanları ‘Bu kadar da olmaz.’ dedirtecek şekilde DNA testi istedi. Sayın Kılıçdaroğlu, sen kimin yanındasın? Kimin yolundasın? Haber kaynakların nerede ve kimlerdir? PKK’nın telkin ve tesirine tutulmak, taşıdığın sorumlulukla asla bağdaşıyor mu? DNA testi isterken asla mi utanmadın? Asla mi gocunmadın? Asla mi kalbin sızlamadı? Bu kadar istekliysen, sana tavsiyem şudur: Kendi DNA testini yaptırırsan, ölen teröristin kontrol neticelerini da görmüş ve anlamış olursun. Teröriste ‘gazeteci’ diyenler, bizim gözümüzde de teröristtir. Haine acıma mazluma hıyanettir. Türk ve Türkiye düşmanlarına acırsak acınacak hallere düşeriz. Terör örgütlerine, terörist alçaklara acıma haramdır. Biz haramın değil, helalin tarafıyız. Ve zillet ittifakını milletimizin şaşmaz iradesine havale ediyoruz. Türkiye’nin karşısına hizalanmış zillet ve ihanet cephesi, milletimizin yürüyüşünü durduramayacaktır. MHP ve Cumhur İttifakı, bu şer cepheyle sonuna kadar savaşım edecektir. Bilinmelidir ki ya bu zillet cephesi Türkiye’nin beraber yaşama iradesini kırarak ülkeyi mahvı perişan edecektir ya da Türk milleti ayağa kalkacak, muhataplarına ihtiyaç duyulan cevabı iradesiyle vererek zilletin belini kıracaktır.”

Kaynak : Anadolu Ajansı

İlgili Makaleler

bahis forum define forum
Başa dön tuşu